CNC Takım Tezgahları

Takım tezgahları konusunda genel bilgileri toparlayacağımız. CNC İşleme Merkezi, CNC Tel Erezyon, Dalma Erezyon, Taşlama, Freze, Torna, Testere Ağızları, Testere tezgahları konularında bilgileri ve dosyaları bulabileceğiniz bir blogtur. Resmi internet sitelerimiz www.uztesmakina.com ve www.uzaymak.com adresleridir.

20 Haziran 2012 Çarşamba

Hibrit’i geliştirene 5 milyon lira destek







Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), hibrit ve elektrikli araç teknolojisi alanlarında Ar-Ge çalışması yapacak firmalara proje başına 5 milyon liraya kadar destek verecek.
1 Haziran’da başlayan proje başvuruları 31 Ağustos’a kadar kabul edilecek. Söz konusu projelere 36 aya kadar destek sağlanacak.
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararıyla öncelikli alanlardan biri olarak belirlenen otomotiv sektörü, TÜBİTAK’ın destek programları ile güçlenecek. Kurum, hibrit ve elektrikli araç teknolojisi alanlarında Ar-Ge çalışması yapacak firmalara proje başına 5 milyon liraya kadar destek verecek. 1 Haziran’da başlayan çağrılara 31 Ağustos’a kadar proje başvuruları kabul edilecek. Otomotiv sektörünün çatı örgütleri, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, ilgili bakanlıklar ve TÜBİTAK yetkililerinin katıldığı toplantıda belirlenen öncelikli destek alanında ilk sırayı hibrit ve elektrikli araç teknolojilerinin desteklenmesi aldı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, otomotiv sektöründe önemli bir dönemi başlatacak adımın TÜBİTAK aracılığıyla atıldığını, özel sektörün gerçekleştireceği projeler ile uluslararası pazarda kabul görecek ve rekabet gücüne sahip ürünler geliştirileceğini söyledi. Türkiye’nin otomotivde yeni bir sürecin eşiğinde olduğunu belirten Ergün, “Biz içten yanmalı motor teknolojisinde yarışa geç başladık. Üretim ve montajda büyük başarı göstersek de kendimize özgü tasarım, model ve markalar oluşturamadık. Yeni nesil teknolojiler aslında bir fırsat sunuyor. Şimdi herkes yarışa aynı yerden ve yeniden başlıyor. Türkiye, bu yeni yarışta ön sıralara tırmanabilir. Siyasi ve ekonomik istikrar, üretim gücümüz, iç ve dış pazar potansiyelimiz bize büyük avantajlar sunuyor.” dedi.
Önümüzdeki 10 yılda, trafikteki her 5 araçtan birinin elektrikli olmasının beklendiğini ifade eden Bakan Ergün, bu konuya büyük önem verildiğini kaydetti. Otomotiv Strateji Belgesi’nde elektrikli araçların hem üretimi hem de tüketimiyle ilgili önemli eylemler belirlendiğini söyleyen Ergün, “Bir süredir, yerli otomotiv markası oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ediyor, iş dünyamızla çok yakın bir temas halinde çalışıyoruz. Yerli otomobil üretme konusunda oldukça hevesli işadamlarımız var. Ben özellikle teşvik sisteminin yürürlüğe girmesiyle birlikte bu konuda somut adımlar atılabileceğini düşünüyorum. Yerli marka oluşturma sürecinde büyük ihtimalle elektrikli modeller alanında bir adım atabiliriz. Zira elektrikli araç pilleri üzerinde çalışan önemli firmalarımız var.” diye konuştu.

www.istenhaber.com

16 Haziran 2012 Cumartesi

UZAY MAKINA UMSO 460 SF READY FROM GERMANY STOCKS NOW

 
This machine clamps on both sides of the blade, allowing to get different sized parts to really clamped securely

You can cut carbon and alloys like 4340 or titanium, aluminum, copper and all grades of stainless

The machine is productive, it"s clean and runs the daylights out of the product

The deviation control preserves the blade life and automatically shutts off
 
NOW YOU CAN GET THIS MACHINE IMMEDIATE DELIVERY FROM OUR GERMANY WAREHOUSES!!

ASK IT RIGHT NOW, GET IT RIGHT AWAY !!!
 
DO NOT MISS THE LIMITED TIME OFFER!!!!

TECHNICAL SPECIFICATIONS AND ACCECORIES
TECHNICAL SPECIFICATIONS (UMSO 460 SF)
 
Rectangular
Square
Diameter
90°
460x700
460
460
Max. min. vice opening capacity
0-700 mm
Main Motor
: 5.5 KW
Coolant Motor
: 0,09 KW
Hydraulic Motor
: 1,1 KW
Cutting Speed
: 20-100 m/dk
Feeding Motor
: 4,78 NM 2000 rpm
Chip Conveyor
: 0,18 KW
Blade Size
: 6100x41x1,1 mm
Weight
: 3200 kg
Working Height
: 635 mm
Size
: 3400x1100x1850 mm
 HARDWARE AND ACCECORIES (UMSO 460 SF)
Blade breakage detection and auto shutoff
Coolant pump
Chip brush
Derivation cutting detection and auto shutoff
Digital cutting height adjustment
Double hydraulic vice system
Electrovariator for blade speed
Hydraulic blade tensioning system
Hydraulic top clamping on feeding vice
Hydraulic top clamping on fixed vice
Length measurement with servo motor
Material feed on linear guides driven by servo motor
Movement of opening at fixed jaws of front and back vices during feeding
PLC control with 10 different program
Screw type chip conveyor
Speed control of hydraulic downfeed
Working light
2000 mm roller table for material feeding
1 set bandsaw blade (Welded on the length and installed to the machine)

14 Haziran 2012 Perşembe

Sanayi’deki büyüme Alman Sew’i Türkiye’ye çekti

1240801725hannover09 e1339663861617 Sanayideki büyüme Alman Sewi Türkiyeye çekti

29 aydır kesintisiz büyüyen Türk sanayisi fabrika sistemleri üreten Alman SEW’i Türkiye’ye çekti. En önemli tesislerinden birini Gebze’ye kuran SEW, 30 ülkeyi İstanbul’a bağladı
Ekonomideki rekor büyüme rakamları kadar, sanayiden gelen olumlu veriler, Türkiye’yi yabancı devlerin gelecek planlarına aldırdı. 2.5 yıldır kesintisiz büyüme gösteren sanayi, dünya devi Alman SEW’i Türkiye’ye getirdi. 1997 yılında Türkiye’ye ofis açarak giren Alman redüktör üreticisi SEW-Eurodrive, önümüzdeki günlerde ilk üretim tesisini Gebze’de açacak. 29 aylık kesintisiz büyüme gösteren sanayi üretiminin Alman şirketin dikkatini çektiğini söyleyen SEW-Eurodrive Türkiye Genel Müdürü Serra Sayman, “Türk sanayisine oldukça sıcak mesaj veren merkez yöneticileri, bu büyümeye yatırım yaparak yanıt vermeye karar verdi” diye konuştu. 44 ülkede 90 tesisi bulunan, 2 milyar euroluk ciroya sahip SEW-Eurodrive’ın Türkiye tesisi 15 bin metrekarelik alana kuruldu.
Toplam 14 bin çalışanı bulunan şirket, ilk etapta bu tesise 17 milyon liralık yatırım yaptı. Bu yatırımla 100 kişiye istihdam sağlayan firmanın Türkiye’ye yönelik planlarının büyük olduğunu söyleyen Sayman, otomotiv sanayisinden havaalanlarına, gıdadan demir-çelik fabrikalarına hatta maden ocaklarına kadar birçok tesiste kullanılan hareketli bantlara yönelik redüktör üretiminde Türkiye fabrikasının daha da büyüyeceğini belirtti.
Fabrikalar kuran SEW-Eurodrive’ın Türkiye’ye yönelik kapasite artırımının da önümüzdeki yıllarda devreye gireceğini anlatan Sayman, “Bu tesisi diğerlerinden ayıran özellik, SEW’in ağır sanayide kullanılan ağırlığı 10 tonluk endüstriyel bant redüktörünü bölgede ilk kez Türkiye’de kurması. Bu yatırım, Türkiye’nin sanayideki büyümesinin de bir göstergedir. Avrupa’daki ilk tesis bu sebeble Türkiye’de kuruldu” dedi.
Bölge İstanbul’a bağlandı
13 Haziran 1931′de kurulan Alman şirketin 81′inci yaş gününü de bu açılışla Türkiye’de kutluyor. Açılış için SEW’i yöneten Blickle Ailesi’nin yanı sıra şirketin 20 ülkedeki üst yöneticisi Türkiye’ye adeta çıkarma yapacak. Türkiye’nin şirket açısından bölge lideri olma hedefinde olduğunu dile getiren Sayman, “Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri de Türkiye’ye bağlanıyor. İstanbul’dan 30′a yakın ülkeyi kontrol edeceğiz” diye konuştu.

kaynak: www.istenhaber.com

GE’nin 45 CEO’lu gizli Türkiye operasyonu

General Electric’in 900 milyon dolarlık yatırımı öncesinde 45 üst düzey yöneticisini Türkiye’ye gönderip, hükümet, iş dünyası, üniversiteler ve sektör temsilcileri ile görüştürdüğü ortaya çıktı.
General Electric’in 900 milyon dolarlık Türkiye yatırımının arkasında ‘çok gizli’ kayıtlı bir operasyonun olduğu anlaşıldı. GE, Türkiye’ye yatırım kararı almadan önce dünya geneline yayılmış şirketlerindeki 45 CEO ve üst düzey yönetici’yi Türkiye’ye gönderip çok gizli bir araştırma yaptı.
CEO’lar iş dünyasının önde gelen isimleriyle, finansçılarla, politikacılarla ve hükümetle görüşmeler gerçekleştirdi. 45 GE Ceo’sunun bir arada yürüttüğü araştıma ve analiz sonucunda da Türkiye’ye 900 milyon dolarlık yatırım kararı alındı.
DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan GE Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başkanı ve CEO’su Nabil Habayeb geçtiğimiz ay GE’nin liderlik eğitim programı kapsamında tüm dünyadan 45 CEO’un Türkiye’de bir araya geldiğini söyledi. GE Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Jeffrey R. Immelt’in ocak ayındaki Avrupa ziyaretinde Türkiye’de nasıl büyüyebileceklerini sorduğunu anlatan Habayeb, bu tarihten itibaren sağlık, enerji, ulaşım ve inovasyon için Türkiye pazarını analiz ettiklerini kaydetti. Bu analiz sonucunda Türkiye’de büyük bir talep gördüklerini kaydeden Habayeb, yeni teşvik programının beklentileri ile birebir örtüşmesi ile Türkiye’ye girmek için çalışmaya başladıklarını belirtti.
Habayeb sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye için yatırım araştırmalarımıza ek olarak, Türkiye’ye gelen 45 General Electric CEO’su girişimi değerlendirdi. İki hafta boyunca Türkiye’de kalan CEO’lar, hükümetle, işadamlarıyla, üniversitelerle, farklı sektörlerden büyük hissedarlarla konuştuktan sonra geri dönerek tavsiyelerde bulundular. Sonrasında yatırım kararı onaylandı ve böylece planımızı tamamlamış olduk.”
Sizde talep bizde teknoloji var
900 milyon dolarlık kararını Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan eşliğinde açıklayan GE, yatırımın ana başlıklarının enerji, sağlık, havacılık, ulaşım-altyapı ve inovasyon olduğunu belirtmişti. Habayeb bu başlıklar içinde elektrikli arabalar ve bu arabalar için altyapı çalışmalarının planları dahilinde olmadığı bilgisini verdi.
Türkiye’de bu alanlarda büyük talep olduğunu belirten Habayeb, “bizim teknolojimiz, ve halkın beklentileri birbirini tamamlıyor. Türkiye’deki şeffaf ortam, hükümet desteği ve uygun altyapı ve de teşvik programı tam olarak önceliklerimizle örtüşüyor, işte bu nedenle Türkiye’ye geldik” diye konuştu.
Yatırımın ayrıntıları açıklanmıyor
GE’nin Türkiye’ye 900 milyon dolar yatırım kararı GE Başkan Yardımcısı ve Global Growth&Operations CEO’su John G. Rice ile birlikte Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan eşliğinde pazartesi günü İstanbul’da açıklanmıştı. Çağlayan: ”Teşvik sistemini çok iyi anlamışlar, yatırım yaptıkları sektörlere baktığınız zaman, teşvik sisteminde bizim yapmak istediğimizde ortaya çıkan hedefi tam on ikiden vurmuşlar. Sağlık alanında yapmış oldukları yatırım, enerji alanında yapacakları altyapı yatırımları, Ar-Ge, teknoloji merkezi olma noktasında yapılan yatırımlar ve bilhassa ulaşım noktasında yapılan yatırımlara baktığımız zaman bunlar bizim teşvik sistemimizin en temel noktaları. Bizim teşvik sistemi ile ilgili getirmek istediğimiz her ne varsa, bunlar GE’nin bu yatırımında fazlasıyla öne çıkıyor” demişti.
Yatırım için taahhütü veren GE, hangi sektörlere ne boyutta yatırım yapılacağı kesinleşmediği için detayları açıklamıyor. Dünyada 100’den fazla ülkede 300 binden fazla çalışanı olan GE’nin, 1948 yılında ilk kez geldiği Türkiye’de Tusaş Motor Sanayii ortaklığı (%46 GE), Gama Enerji ortaklığı (%50 GE) yanında TÜBİTAK’ın Gebze’deki kampüsünde yapım ve kontrol teknolojileri için uçak mühendisliği teknoloji merkezi bulunurken Eskişehir’de Tülomsaş ile gerçekleştirilen stratejik ortaklıkla lokomotif üretimi yapılıyor.

Kaynak: www.istenhaber.com

13 Haziran 2012 Çarşamba

İlk yerli yazıcı KOBİ’den

Erzincan depremi sonrası İstanbul’a göç eden Ekinci ailesinin geliştirdiği ilk yerli yazıcı Desnet, 15 ülkeye satılıyor. Türkiye’deki her 3 dağıtım aracından biri de şirketin mobil çözümlerini kullanıyor.
Türkiye’nin ilk yerli yazıcısını (printer) üretmeyi başaran Desnet, bu alanda geliştirdiği inovatif çözümler sayesinde sektörünün en büyük 10 markası arasına girdi. Gelirinin yüzde 60′ını Ar-Ge’ye ayıran şirket, mobil çözümlerde ise pazar lideri konumunda. Bugün Türkiye yollarındaki her üç dağıtım aracından biri Desnet’in yerli yazılım çözümlerini kullanıyor. Ancak şirketi daha da ilginç kılan detay ise farklı başarı öyküsünde gizli.
15 Ülkeye ihraç ediliyor
Bugün şirketin başında yer alan Ömer Ekinci, 15′ten fazla ülkeye ihraç edilen yerli yazıcının çıkış öyküsünü şöyle özetliyor: “1992 Erzincan depreminde ailemle birlikte İstanbul’a göçtük. Deprem sonrası yaşanan çaresizlik babamın mucit yönünü ortaya çıkardı. 1997′de sokakta yürürken bir bisküvi firmasının kamyonetini görmüş. Kamyonetin şoförü, bakkala ürün satıp faturasını elle yazıyormuş. Ama yağmur, çamurda, düz bir zemin olmadığı için elle yazılan bu faturada onlarca hata oluyormuş. Babamın aklına bu faturayı araçta bulunan bir mobil yazıcıyla kestirmek gelmiş. Hemen çalışmalara koyulmuş aylarca araştırma yapmış ve sonunda ilk yerli yazıcıyı üretmeyi başarmış.”
Yerli el bilgisayarı 2015′te geliyor
Şirket gelirinin yüzde 60′ını Ar-Ge’ye ayırıyor. Hedeflerinin 2015′te yüzde 100 yerli el bilgisayarı geliştirmek olduğunu söyleyen Ekinci, “Dünyanın her ülkesinde yerli çözümlerimizi uygulamak istiyoruz. Özellikle çevre ülkelerden de çok yoğun ilgi görüyoruz” açıklaması yapıyor.
Eurovision’a damgasını vurdu
Desnet aynı zamanda önemli bir organizasyon olan Eurovision Şarkı Yarışması’nın yazılım altyapısında 4 yıl üst üste görev aldı. Burada birçok çözüm ve fikir geliştirdi. Oylamalarda bluetooth teknolojilerinin kullanılması ve oylamanın anında ülkelere göre dağıtılması Desnet’in yazılımları sayesinde gerçekleşti.
Markalar yerli yazıcıya geçti
Sıfır sermayeyle yola çıkan Desnet, 10 yılda kendi sektörünün ilk 10 firması arasına, Bilişim500′de Türkiye’nin ilk 500 bilişim şirketi arasına girdi. Ülker, ETİ, Pınar Süt, Uno Ekmek, Erikli, Nestle, Pegasus Havayolları gibi birçok şirket yerli yazıcıya Desnet’le geçiş yaptı.

kaynak: www.istenhaber.com

Kodak,patentlerini satışa çıkardı

Geçtiğimiz aylarda iflas ettiğini açıklayan fotoğrafçılık devi Kodak binin üzerindeki patentini açık artırmaya çıkarmanın yollarını arıyor.
Bu hamlenin son yıllarda dijitalleşen fotoğraf dünyasında akıllı telefonlar ve dijital kameralarla rekabette geride kalan şirketi kurtarmak amacıyla düşünüldüğü ifade edildi.
Ağustos’ta gerçekleştirilmesi beklenen açık artırmada, ihalelerin gizli tutulması planlanıyor. Sadece patentleri satın almayı hak edenler kamuya açıklanacak.
Kodak şirketin fikri mülkiyet haklarından sorumlu Genel Müdürü Timothy Lynch, “İhale süreci, katılımcıların en iyi tekliflerini vermeleri için planlandı” diye konuştu.

kaynak: www.istenhaber.com

Birleş,Proje sun,750 bin TL desteği al!

KOSGEB ve Kalkınma Ajansı en az 5 firmanın bir araya gelerek proje sunması halinde 750 bin liraya kadar kredi verecek.
Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği (ASİAD) Başkanı Ömer Faruk Başaran, birleşerek büyüme yolunu seçen KOBİ’lerin, büyük fırsatlar bulunduğunu belirterek, ”KOSGEB’in bir araya gelen şirketlere yönelik ciddi kaynak sağlıyor. En az 5 firmanın bir araya gelerek proje sunması halinde KOSGEB ve Kalkınma Ajansı aracılığıyla 750 bin liraya kadar kredi veriyor” dedi.
Yüzde 99′u KOBİ nitelikli
Başaran yaptığı yazılı açıklamada, finansman sıkıntısı çeken KOBİ’lerin, birleşme yolunu tercih etmeleri durumunda, KOSGEB ve Kalkınma Ajansı kredileriyle halka arz gibi önemli finansal kaynakların beklediğini vurgulayarak, KOSGEB verilerine göre, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 99′unun KOBİ nitelikli firmalardan oluştuğunu, bu firmaların yüzde 95′lik kısmının ise mikro ölçekteki KOBİ’lerden oluştuğunu kaydetti.
Bu şirketlerin önündeki en büyük engelin finansman sıkıntısı olduğunu, KOBİ’lerin güçlerini birleştirerek, hem verimliliklerini artıracağını hem de yeni pazarla kaynaklara daha rahat ulaşabileceğini belirten Başaran, şu ifadelere yer verdi.
Büyük olsun bizim olsun
”Paylaşarak büyümek dururken, KOBİ’lerimizin yerinde saymasına, küçülmesine ya da kapanıp gitmesine gönlümüz razı gelmiyor. Bu nedenle ısrarla, KOBİ’lerimizin birleşmelerini, şirket evlilikleri yapmalarını tavsiye ediyoruz. 2008-2009 küresel ekonomik kriz sonrasında bireysel kredi pazarına alternatif olarak bankaların yoğun bir şekilde KOBİ’lere yöneldiler. Elbette bankaların KOBİ finansmanı ile iş hacmini artıran, üretim ve pazar payını genişleten olmuştur ama birçok KOBİ de bu kredi yükünün altında ezilmiştir. KOBİ’lerimizin küçük olsun benim olsun mantığını bırakıp, büyük olsun bizim olsun demesi lazım.
Banka kredisi yerine teşviklerden yararlanması lazım. Ekonomi yönetiminin ve KOSGEB gibi kuruluşların, şirket birleşmelerini teşvik ediyor. Birleşerek büyüme yolunu seçen KOBİ’lerin önünde çok büyük fırsatlar bulunuyor. KOSGEB’in bir araya gelen şirketlere yönelik ciddi kaynak sağlıyor. En az 5 firmanın bir araya gelerek proje sunması halinde KOSGEB ve Kalkınma Ajansı aracılığıyla 750 bin liraya kadar kredi veriyor. Üstelik KOSGEB yardımlarında sıfır faiz ve hibe gibi alternatifler de mevcut. Ortada böyle bir imkan var ama maalesef KOBİ’lerimiz ya yeterince bilinçlendirilemediğinden ya da haberdar edilemediğinden, bu imkanlardan yararlanamıyor.”
Başaran, KOBİ’ler için ikinci bir finans kaynağının da borsa olduğunu dile getirerek, son dönemde gerçekleştirilen başarılı halka arzları buna örnek olduğunu ifade etti.
En son halka arzlardan birinin de ASİAD üyesi Polisan Holding tarafından yapıldığını, sermayesinin yüzde 5.34′lük kısmının halka arz eden Polisan Holding’in kasasına bu halka arzla birlikte 44,4 milyon lira girdiğini kaydeden Başaran, KOBİ’lerin birleşerek büyüme yolunu seçerse hem teşvik ve desteklerden yararlanacağını hem de halka arz gibi önemli bir finans kapısını da aralamış olacağını belirtti.

kaynak www.istenhaber.com

GE’den yatırım zinciri

Amerikan devi General Electric Türkiye’de rüzgar türbini üretimi yapacak. General Electric, lokomotif üreticisi Tülomsaş’a yatırım yapacak. 900 milyon dolarlık yatırımın 3 yıl içerisinde gerçekleşeceği kaydedildi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Yeni yapmış olduğu bir yatırımda teknolojiye vermiş olduğu önemi desteklerken yan sanayiye de destek verecektir. Türkiye bunun için önemli bir bölgedir” dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ”GE’nin havacılık, enerji, sağlık, ulaşım ve altyapı geliştirme alanlarında gerçekleştirileceği yatırımlara baktığımda, GE, bizim 2023 perspektiflerimizi ve Türkiye’nin hangi konularda yatırıma ihtiyaç duyduğunu çok iyi okumuşlar diyebilirim” değerlendirmesini yaptı. Çağlayan, ”GE’nin seçtiği sektörlere baktığımda, teşvik sisteminde bizim yapmak istediğimiz hedefi tam on ikiden vurmuşlar. Bizim yeni teşvik sistemimizin en temel noktalarını bulmuşlar” dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ”İlk defa GE net bir rakam telaffuz ederek kendilerini taahhüde bağladı. Yatırım yeri, nerede olacağı, hangi türde olacağı, önümüzdeki bir kaç ay içinde netleşmiş olacak” dedi.

kaynak : istenhaber sitesi

7 Haziran 2012 Perşembe

Bu cam her şeyi değiştirecek









willow glass e1338968933531 Bu cam her şeyi değiştirecek
Gorilla Glass üreticisi Corning’in bu yeni cam teknolojisi ile cep telefonları tepeden tırnağa değişecek.
Corning tarafından geliştirilen oldukça ince ve bükülebilir bir ekran olan “Willow Glass” ile bükülebilir telefonlar gerçeğe bir adım daha yaklaştı.
Corning, Willow Glass’ın hem daha ince cihazlara izin vermesi, hem de üretilecek bükülebilir, daha ergonomik telefonlar sayesinde tüketici elektronikleri endüstrisini baştan aşağı değiştireceği düşüncesinde. Corning’in “füzyon üretim süreci” ile cam, 100 mikron inceliğine erişebiliyor. Corning’e göre bu, bir yazıcı kağıdının inceliğiyle eşit. Willow Glass’ın elektronik cihazlar yanında bükülebilir güneş hücreleri ve hatta aydınlatmada kullanılması düşünülüyor.
Teknolojiyi deneme fırsatı henüz bulamadık, dolayısıyla ekranın günlük bir kullanımda başına gelebilecek durumlara gerçekten dayanıp dayanmadığını bilmiyoruz. Ancak teknolojinin gerçeğe dönüşmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.

http://www.istenhaber.com

THK uçak üretecek…

Türk Hava Kurumu Genel Başkanı Osman Yıldırım, ”2014 yılından itibaren uçak üretmeye başlayacağız ve ürettiğimiz uçaklarla da Türkiye’nin havacılığına hizmet vereceğiz” dedi.
Yıldırım, THK Trakya Bölge Başkanları toplantısı için geldiği Çorlu’da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’deki pilot eksikliğini karşılamak için İstanbul, İzmir ve Ankara’da uçuş okulları kurduklarını anımsattı.
Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin, iki fakülte ve bir yüksekokul ile eğitime başladığını anımsatan Yıldırım, ”Üniversite ile Türkiye’nin ihtiyacı olan havacılık sanayi ve bu sektördeki mühendisleri, teknik adamları, bilim adamlarını pilotlarını, kule operatörlerini ve meydan işlemecilerini yetiştireceğiz. İnsan gücü ve eksikliğini bu üniversiteler karşılayacak. Ülkemizde büyük bir pilot eksikliği var. Bunu karşılamak için bizim İstanbul, İzmir ve Ankara’da 3 uçuş okulumuz var. Biz sadece Ankara’daki okulumuzda uçuş eğitimi veriyorduk. Şimdi İzmir ve İstanbul’daki okullarımızda da eğitim vermeye başladık.”
”İlk aşamada 2 ve 4 kişilik uçak üretilecek”
Çorlu Havaalanı’nda kısa süre sonra helikopter bakım merkezi kuracaklarını belirten Yıldırım, Çorlu’nun sadece Türkiye’nin değil Balkanlar’a, Doğu Avrupa’ya ve Akdeniz bölgesine uçan helikopterlerin de bakımlarının yapılacağını söyledi.
Türk Hava Kurumu’nun 2 yıl sonra uçak üretmeye başlayacağını vurgulayan Yıldırım, ”Ankara’da THK uçak fabrikası faaliyete geçti. 2014 yılından itibaren uçak üretmeye başlayacağız ve ürettiğimiz uçaklarla da Türkiye’nin havacılığına hizmet vereceğiz. Başlangıçta 2 ve 4 kişilik küçük uçaklarla bu üretimi yapacağız. Takiben de bunu 20 kişilik ve 40 kişilik olmak üzere geliştirerek ülkemizin ihtiyacı olan özellikle şehirlerarası ulaşımda kullanılacak uçakları, Türk Hava Kurumu uçak fabrikası üreterek halkımızın, devletimizin ve milletimizin hizmetine sunacağız” diye konuştu.
“Doğal afetlerde THK hep hazır”
THK Genel Başkanı Yıldırım, doğal afetlerde THK’nın hep işbaşında olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: ”Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile yaptığımız işbirliği neticesinde 4 uçak ve 15 helikopter ile orman yangınlarını söndürmek için görev başındayız. Yalnız anlaşma gereği,Haziran başıyla Eylül sonuna kadar yangın söndürme faaliyetlerini Orman ve Su İşleri Bakanlığı adına yürüten Türk Hava Kurumu, sezon dışında da beklettiği 4 yangın söndürme uçağıyla ülkemizin neresinde yangın olursa ücretsiz olarak yangını söndürmede görev alıyor. Kış döneminde de ülkemizin değişik yerlerinde çıkan yangınların büyümesini, Türk Hava Kurumu’nun uçakları müdahale ederek engelliyor.
Van’da büyük bir deprem yaşandı. Bu depremde Türk Hava Kurumu’nun ambulans uçakları yine Vanlıların yardımına koştu. Oraya doktor götürülmesi ve oradaki yaralıların en yakın tam teşekküllü hastaneleri bulunduğu yerlere taşınmasında Türk Hava Kurumu’nun ambulans uçaklarını bu hizmet için kullandık.”

http://www.istenhaber.com

Eski uçaklar,mobilya oldu


W020120413390303726310 e1338973837297 Eski uçaklar,mobilya oldu
ABD’nin Kaliforniya eyaletinde faaliyet gösteren Motoart adlı firma eski uçak parçalarından yaptığı mobilyaları 100 dolardan 60 bin dolara kadar fiyatlarla satıyor.
100 dolarlık en ucuz parça masa saati olurken 60 bin dolarlık parça uçak kanadından yapılmış bir toplantı masası. Firmanın patronu Dave Hall (45) İngiliz Daily Mail gazetesine yaptığı açıklamada uçak motorlarını, kapılarını ve kanatlarını 100’lerce saatlik işlemlerden geçirerek mobilya haline getirdiklerini anlatıyor. Los Angeles Uluslararası Havaalanı’nın yanına atölyesini kuran Dave Hall müşterilerinin arasında birçok ünlü ismin olduğunu söylüyor. Boeing ve Microsoft’un yanı sıra Ortadoğulu birçok zengin isme mobilya sattıklarını anlatan Hall, “Bu mobilyaların olduğu ofisler büyük ilgi görüyor. Ofise gelen müşteri hemen mobilyaları konuşmaya başlıyor” diyor. Ortağı Donovan Fell (64) ile işe 1990’ların sonunda başladıklarını anlatan Hall, yıllık 40 milyon dolar ciro yaptıklarını anlatıyor.

Kaynak: http://www.istenhaber.com

6 Haziran 2012 Çarşamba

Yanmaz,batmaz,kurşun geçirmez,radara yakalanmaz

Radara yakalanmama özelliğine sahip ”tek” bot olduğu belirtilen sahil güvenlik botu, İstanbul Tuzla’daki tersanelerde üretiliyor.
Merkezi Bartın’da bulunan Armoni Tersaneleri, kurşun geçirmeme, radara yakalanmama ve saatte 75 mil hız yapabilme gibi özelliklerin hepsini bünyesinde barındıran tek sahil güvenlik botunun üretimini Tuzla’daki tersanesinde gerçekleştiriyor.
Armoni Tersaneleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Uçar, yaptığı açıklamada, 2008 yılında yabancı bir ülkenin donanması için sahil güvenlik botu ihalesine girdiklerini belirterek, 11 yabancı firma arasından sıyrılarak ihaleyi kazandıklarını söyledi.
Söz konusu ülkeye, İstanbul Tuzla’daki tersanelerinde 10, 16 ve 20 metrelik toplam 100 sahil güvenlik botu yapmaya başladıklarını belirten Uçar, bugüne kadar botların 40′ını teslim ettiklerini ifade etti.
Kullandıkları özel bir yalıtım ve izolasyon malzemesi sayesinde, botlara radara yakalanmama özelliğini de eklediklerini anlatan Uçar, şöyle konuştu:
”Yanmaz, batmaz, kurşun geçirmez ve radara yakalanmayan özelliğiyle bot yapım teknolojisinde ABD, İsrail ve Almanya gibi ülkelerle yarışıyoruz. Dünyada kurşun geçirmez, radara yakalanmayan ve saatte 75 mil hız yapabilen özelliklerin hepsine sahip tek sahil güvenlik botu, sadece ülkemizde, tarafımızca imal edilmektedir. Diğer özelliklere sahip botlar, başka ülkelerde kısmen imal edilse de radara yakalanmayan bot imalatı, ülkemiz dışında dünyanın başka bir yerinde yok. Bu botlar, bir anlamda hayalet uçaklar gibidir”
”Tamamen Türk patentli”
Botun 60 santimetre kadar sığ sularda 65 mil hızda gidebildiğine dikkati çeken Uçar, ”Bu botların hangi ülkeye gittiğini hiç kimse bilmez. Gerek kullanıldığı teknolojinin gizliliği, gerekse hangi ülkeye yapıldığının gizli tutulması amacıyla, bot imalatı gizli ve güvenlik çemberi altında yapılmaktadır. Botları sattığımız ülkedeki savunma sanayi personeline de 1 ay kurs veriyoruz” dedi.
Uçar, botları makine, gemi-inşa, elektrik-elektronik, endüstri mühendislerinin yanı sıra savunma sanayi uzmanlarının da yer aldığı 120 personelle yaptıklarını vurgulayarak, söz konusu botların sessiz çalışma özelliğine de sahip olduğunu dile getirdi.
”Tamamen Türk patentli bir sahil güvenlik botu, dünyanın çok seçkin donanmalarında görev yapacak” diyen Uçar, dünyada ilkleri yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.

http://www.istenhaber.com

5 Haziran 2012 Salı

ASELSAN uluslararası ihaleye davet edildi

Aselsan’ın savaş gemileri için en büyük tehdit kabul edilen torpidolara karşı milli imkanlarla geliştirdiği Hızır ve Zargana, Bangladeş’in açtığı uluslararası ihaleye davet edildi.
Aselsan’ın 2006 yılında başlattığı deniz savunmasına ilişkin çalışmaları meyvelerini veriyor. Deniz Kuvvetlerinin su üstü ve su altı platformlarında önemli görevler üstlenen Aselsan, su altı akustiği konusundaki çalışmalarını artık yurtdışında pazarlamaya başladı.
Hızır için talepler var
Su üstü gemilerini torpidolara karşı korumak üzere geliştirilen Hızır sistemi milli imkanlarla üretime geçti. Hızır sistemi MİLGEM, TF2000, TF100, çıkarma gemisi ve havuzlu çıkarma gemisi gibi platformlarda kullanıma hazır hale geldi. Her türlü gemide kullanılabilmesi için modüler yapıda geliştirilen sistemin en önemli parçası olan ve “çekili sonar” olarak da kullanılabilen yüksek performanslı “çekili dizin” için yurtdışından talepler gelmeye başladı. Denizaltıları torpidolara karşı korumak üzere geliştirilen Zargana’nın akustik karıştırıcıları ve aldatıcıları da üretime geçti. Dünyada yaygın kullanılan 209 sınıfı denizaltıların su topundan atılabilen Zargana Uzakdoğu ülkeleri deniz kuvvetleri tarafından tercih ediliyor.
Torpidoya karşı takım çalışması
ASELSAN, torpidolara karşı tedbir çalışmalarını da üniversitelerle ortaklaşa sürdürüyor. ASELSAN, bu çalışmaları, Bilkent, ODTÜ, İTÜ, Anadolu, Yıldız Teknik, TÜBİTAK ve çok sayıda KOBİ ile birlikte kurduğu milli takımla gerçekleştiriyor. Çalışmalarıyla sualtında ihtiyaç duyulan yeni nesil milli sonar projeleri geliştiren ASELSAN, birikim sahibi kurum ve kuruluşları da değişik projelerde takıma dahil etmeyi hedefliyor.

www.istenhaber.com

Libya sanayisi Türk’lere emanet

İç karışıklık nedeniyle Libya’da birçok sanayi tesisinin zarar gördüğünü ve ülke için çok iyi bir program oluşturulması gerektiğini belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sanayi stratejisinin hazırlanmasında ve yeni sanayi tesislerinin kurulmasında gereken her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
Bingazi’de “Libya’nın Yeniden Yapılandırılması” ana temalı 2. Türk-Arap Sanayi İşbirliği Konferansı’nda konuşan Ergün, özellikle otomotiv, kimya, elektrik, enerji, makine, tekstil gibi sektörlerde ciddi işbirliği imkânlarının bulunduğunu, zaten beraberindeki heyette bu sektörlerde faaliyet gösteren işadamlarının da mevcut olduğunu kaydetti.
Libya’nın yeniden yapılanmasında altyapı ve inşaat çalışmalarının büyük önemi bulunduğunu anlatan Ergün, Türk müteahhit firmalarının, Libya’nın yeniden yapılanma sürecinde de gereken desteği sağlayacaklarını vurguladı.
Türkiye’nin Arap Ligi ülkeleriyle 2002′de 6 milyar dolar olan ticaret hacminin, 2011′de 35 milyar dolara yükseldiğini hatırlatan Ergün, böylece Arap Ligi ülkelerinin toplam dış ticaret içindeki payının da yüzde 9 olarak gerçekleştiğini söyledi. Bu rakamları yeterli bulmadıklarını dile getiren Ergün, Türkiye ile Arap Ligi ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 5 yıl içinde 100 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerini bildirdi.
Ergün, Türkiye’nin sahip olduğu her türlü bilgi ve tecrübeyi Arap Ligi ülkeleriyle paylaşmaya hazır olduğunu kaydetti. Tunus Sanayi Bakanı Muhammed Amin Elsakari ise Türkiye’nin sanayi ve ekonomideki deneyimlerinden yararlanmak istediklerini söyledi.
Türkiye’nin başarılarının Arap bölgesinde büyük takdirle karşılandığını ifade eden Elsakari, “Dünya, Türkiye’ye daha önce başka türlü bakıyordu ama bugün imrenerek bakıyor. Benim önerim şu, kardeş Türkiye ve Arap ülkeleri, bir plan dahilinde sanayi, teknoloji alanında işbirliği yapsın. Bu toplantı bunun için büyük bir fırsattır.” diye konuştu.
Konferansta, Türk işadamları demir-çelik, inşaat, petrokimya, makine, gıda, telekomünikasyon, tekstil, otomotiv, bankacılık ve medikal sektörleri olmak üzere geniş bir alanda Türkiye’yi temsil etti.
Yapılan görüşmelerde Libya sanayisinin yeniden yapılandırmaya olan ihtiyacının yanı sıra iç karışıklık sırasında tamamen veya kısmen tahrip olarak üretim kapasitesini kaybeden 23 sanayi tesisinin Türkiye’nin de destekleri ile ayağa kaldırılması kararı alındı. Ayrıca Türkiye ile Libya arasında teknoloji ve sanayi alanında işbirliğini öngören mutabakat zabtı imzalandı.

www.istenhaber.com

1 Haziran 2012 Cuma

Alfa Romeo’ya Türk eli değdi…

Hollanda’da yaşayan Türk tasarımcı Uğur Şahin, İtalyan otomobil üreticisi Alfa Romeo’ya yaptığı yeni tasarım ile dikkatleri çekiyor.
Geçtiğimiz son birkaç yılda Pininfarina tarafından tasarlanan ”Alfa Romeo 2uettottanta”, İtalyan şasi üreticisi Zagato tarafından geliştirilen ”Alfa Romeo TZ3 Corsa” ve Bertone imzası taşıyan yenilikçi Alfa Romeo Pandion gibi dikkat çekici konseptlere, şimdi de bir Türk tasarımcının imzasını taşıyan Alfa Romeo C12 GTS ekleniyor.
Yaklaşık 6 yıla yakın bir zamandır tasarım alanında faaliyet gösteren ve kendi adını taşıyan tasarım stüdyosuyla Hollanda’da faaliyet gösteren Uğur Şahin imzalı Alfa Romeo C12 GTS, futuristik tasarım unsurlarıyla dikkati çekiyor.
Alfa Romeo C12 GTS adını verdiği yeni tasarımıyla ilgili olarak bir açıklama yapan Türk tasarımcı Uğur Şahin, ”Bu tasarımın temel amacı otomobilin organik çekiciliğini kaybetmeden ve Alfa Romeo’nun alışılagelmiş tasarım dilini daha keskin çizgiler ve yüzeylerle bir araya getirerek yepyeni bir perspektif ve bakış açısıyla yeniden yorumlamaktır” dedi.
Bir bütün olarak statik konumda bile ”hareket ediyor” izlenimi veren tasarıma sahip Alfa Romeo C12 GTS, ikonik Alfa Romeo ızgarasından doğarak otomobilin arka tarafına doğru akıp giden ve etrafını çevreleyen organik çizgileriyle dikkat çekiyor. Ön tarafın tasarım şekli aracın ön kısmını sportif ve agresif olmakla birlikte çekici kılan iki ayrı şekil birleşiminden oluşuyor. Alfa Romeo C12 GTS’in profilindeyse otomobilin üst ve alt kısmını ayıran düz bir çizgi bulunuyor.

Kaynak:  www.istenhaber.com